Yaşamın kendisini ve yaşamayı sever
misiniz?
"O halde hayatı niye kendinize zehir
ediyorsunuz?
İnsanoğlu gerçekten çok garip bir
canlı... Doğanın ve yaşamın kendisine sunduğu nimetleri mümkün olduğunca çok
kullanmak yerine hayatı kendine işkence haline getirmek için elinden geleni
yapıyor.
Bilmiyorum kişinin kendi kendine yaptığı
eziyeti, yaşattığı sıkıntıları bir başka kişi yaşatıyor mudur?
"Senin tuzun
kuru galiba, para olmadan nasıl yaşayalım" diyenleriniz olabilir. İnanın paradan puldan lüks yaşamdan filan bahsetmiyorum.
Günlük sıkıntılarımızdan kurtulmanın ya da onları giderek azaltmanın aslında
çok da basit olduğunu söylüyorum.
Her şeyden önce aslında yaşam çok basit
ve onu karmaşık, kompleks hale getiren bizleriz. Her şey dert ederek "onu
yapamadım bunu yapamadım, onu alamadım bunu alamadım" diyerek
kendini strese sokmanın kime ne yararı var?
En önemlisi de yaşam düşündüğünüzden çok
çok kısa… Birçok konuda kendinizi boş ve gereksiz şeylerle üzmeye değmeyecek
kadar kısa…
Bu dediklerimi kimileri hiç anlayamazken,
kimileri yaşamın kendisine attığı kazıklar, yaşattığı acılar vb nedenlerle çok
erken yaşlarda bunu görebiliyor.
Peki günlük sıradan kaygılarımızdan
kurtulup yaşamı nasıl basitleştirebiliriz. Daha doğrusu yaşamın tadını nasıl
çıkarabiliriz?
Öncelikle başkaları için yaşamayı bir
kenara koyun sadece kendiniz ve sevdikleriniz için yaşamaya çalışın. Bırakın
başkaları sizin hakkınızda ne düşünürse düşünsün, başkalarına göre yaşamayı
bıraktığınız an zaten 1-0 öndesiniz demektir. Varsın evi çöplük gibi leş, sizin
için pasaklının teki, üstü başı dökülüyor desinler.
Yok öyle yaparsam o ne der, böyle
yaparsam şunlar ne düşünür? Bunu giyersem/takarsam benim için ne derler, filan
takmayın bunları "beğenmeyen küçük kızını vermez" deyin ve geçin
gidin. Mahalle baskısına asla boyun eğmeyin, ruhunuzu özgür bırakın.
Yapmak istedikleriniz ertelemeyin, olanak
buldukça bir ucundan başlayın. Sizi sıkan strese sokan insanları yaşamınızdan
çıkarın, yani size ağırlık yapan safraları birer birer atın, bakın ne kadar
hafifleyeceksiniz.
İstemediğiniz şeyleri başkalarını mutlu
etmek için yapmayı bırakın. Dolayısıyla bazen hayır demeyi öğrenin. Bakın kendi
istediklerinizi yaptığınız zaman ne kadar özgür ve mutlu olduğunuz
göreceksiniz.
Kendinizi ve sahip olduğunuz tüm
değerleri başkaları ve onların sahip oldukları ile asla kıyaslamayın. Siz
sizsiniz, başkaları da başkaları… Asla ulaşamayacağınız yaşamlara özenmeyin,
elinizdekilerin değerini bilin. Sizlerin yaşamına özenen birçok kişi
olabileceğini de unutmayın.
Bazılarınız bu dediklerim için “yani
Polyannacılık mı oynayalım” diye düşünebilirler. Varsayalım Polyannacılık oynadık, ne
kaybederiz. Sürekli karamsar, sürekli mutsuz ve asık suratla dolaşmaktan daha
iyi değil midir?
Elimde olanak olsa başta her şeyden
yakınan, her şeyi kendine dert edinen insanların mezarlık, hastane, hapishane
gibi yerleri ziyaret edip buralarda uzun uzun zaman geçirmelerini sağlarım.
Bakın bakalım o zaman dert, sıkıntı, gam,
keder kalıyor mu?
İlhan İLMENÖZ
2 yorum:
Hocam çok güzel bir yazı... Elinize sağlık... Koray -Korii1905
çok teşekkürler Koray...
Yorum Gönder