Elitizm ya da "seçkincilik" toplumların,
çeşitli alanlarda önde gelen seçkinler tarafından yönetileceğini savunan
teorilerin ortak görüşü.
Bu düşüncede olanlara göre; cahillik ile
boğuşan, düşünsel anlamda fazla gelişmemiş toplumlarda, demokrasi çok tehlikeli
bir yönetim biçimidir.
Çünkü cahil insanlar kendilerine daha
yakın gördükleri siyasetçileri seçerler ki, bunların genel olarak hayata bakış
açıları oldukça dar olabilir. Tamamen içinde yetiştikleri kültürden
şekillenmiş, evrensel hukuku önemsemeyen, bilimsel gerçeklerden uzak ve temel
insani değerleri göz ardı edebilirler.
Hatta bu yüzden elitistlere göre "eşit
oy" ilkesi bile toplum belirli bir düzeye gelinceye kadar gözden
geçirilmelidir. Eğer bu yapılmaz ise yöneticiler halkın bu cehaletini, kendi
kişisel hırs, iktidar ve çıkarları için yıllarca kullanabilirler. Buna dayanak
olarak da sık sık milletin oyu ile iktidara geldiklerini ve demokrasinin en
erdemli rejim olduğunu vurgularlar.
Bu anlamda cahil kitleler demokrasinin en
iyi rejim olduğuna inandırılır. Başka bir deyişle toplumda ''iktidarın
meşruiyeti demokrasiden geçer'' algısı oluşturulur. Bu tür insanlar, yani
iktidarı her türlü emelleri için kullananlar açısından baktığımızda, demokrasi sadece
bir araçtır.
Yine bir başka tanıma göre elitizm;
yönetenlerin halkoyuyla değil, işi yönetme olan kişilerin, yani uzmanlık alanı
yönetim olanların, yönetimde olması gerektiğini savunan bir düşünce akımıdır.
Bu akımı savunanlara göre göre “elit doğulmaz, elit olunur." Elitizm ile
aristokrasi aynı şey değildir.
Bu düşünceyi savunanlar, insanların
günlük yaşamlarında nasıl işin ehli kişilere başvuruyorlarsa, ülke yönetimi
gibi önemli konularda görev alacak kişilerin de yönetim konusunda uzman, işin
ehli kişilerden oluşması gerektiğini savunurlar. Yani iktidar, halkın oyları
seçilen siyasi parti temsilcilerine değil, uzmanlığı yönetim olan kişilere
teslim edilmelidir.
Aslına bakılacak olursa, bütün sınıflı
toplumların özünde elitizm vardır. Bu toplumlarda geniş kitleler, küçük bir
azınlığın daha iyi bir hayat yaşaması için çalışır, gerekirse savaşır ve
ölürler.
Kimisi elitizmin, toplumu iyileştirmek
için gerekli olduğunu savunurken, kimisi de basit bir züppelik davranışı olduğu
düşüncesindedir. Ancak elitist olmakla sosyete olmak, kendini beğenmişlik
karıştırılmamalıdır. Ayrıca burjuvazinin her ülkede kendine özgü bir elitizm
anlayışı yarattığı gerçeği de unutulmasın.
Bu açıdan bazı ülkelerde bir gelenek olarak
değerlendirilirken, bizim gibi ülkelerde, kendini toplumun üzerinde gören,
kendini beğenmişlik ve snopluk olarak algılanır. Ayrıca elit kesim, dinci de
olabilir, ırkçı da, ya da sosyalist veya faşist... Yani siyasal anlamda ortak
bir tabanda buluşmayabilir.
Ülkemizde zaman zaman bazı çevreler
tarafından bir suçlama ve aşağılama
biçimi olarak da kullanılır elitizm ve elitlik.Tıpkı entelektüelizm ve
entelektüel suçlamaları ve aşağılamaları gibi...
Acaba "kitle zekası" ortalama
"birey zekasının" altında mı? Yoksa popülizmin bir intikamı mı?
Son söz; elitizm acaba insanlığın
köprüden önce son çıkışı mı, yoksa kitleleri küçük gören bir kibirlilik mi?
İlhan İLMENÖZ