1 Nisan geldi çattı... Özellikle
öğrencilerin en çok sevdiği günlerden biridir 1 Nisan. Çünkü bu özel gün
dersleri kaynatmak için en ideal gündür. Ama bu sene cumartesiye denk geldiği
için öğretmenler herhalde derin bir ohh çekmiştir. Öğrenciler dersi kaynatmak
için bu günü ne kadar çok severse, öğretmenler de bir sürü saçmalık yüzünden 1
Nisan”ı hiç sevmezler.
Bu günde sınıflarını değiştiren mi
ararsın, yoksa öğretmen sandalyesine yapıştırıcı süren mi ne ararsan vardır.
Zevzek ve saçma sapan ilkel şakalar yerine, zeka dolu, esprili ve dozunda olan
her şaka elbette tebessüm ettirir.
Sadece öğrenciler değil, çeşitli
gruplar/ortamlar ve samimi arkadaşlar arasında da 1 Nisan şakaları yapmak
yaygındır.
Peki bu 1 Nisan şakaları nasıl ortaya
çıktı? Bu konuda farklı rivayetler var. En çok anlatılanlardan biri şöyle;
Fransa´da 1564´e kadar yeni yıl 1 Nisan
günü başlarmış. Fakat o yıl kral IX .Charles takvimi değiştirmiş ve yıl
başlangıcını 1 Ocak gününe almış. Kral
değil mi, ister yılbaşını değiştirir ister vezirini, kim karışır. Tabii o zamanın iletişim koşullarında internet/cep
telefonu filan olmadığından bazı insanların bu gelişmeden haberi olmamış.
Bazıları ise bu kararı protesto etmek amacıyla eski adetlerini sürdürmüş. Yani
yılbaşında olduğu gibi, 1 Nisan'da partiler düzenlemeye, birbirlerine hediyeler
vermeye devam etmişler.
Yeni takvimden haberi olanlar ise, haberi
olmayanları "1 Nisan aptalları" olarak nitelendirip bu güne "Aptalların Günü" demeye
başlamışlar. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler vermişler, yapılmayacak
partilere davet etmişler, gerçek olması mümkün olmayan haberler üreterek
yaymışlar.
Bunu muziplik olsun diye “şaka” niyetine,
“gülmek için” yaptıklarını söylemişler. İşte o günden itibaren, her yılın 1
Nisan günü, büyük-küçük herkes birbirine şaka yapmaya başlamış.
Bir de bu konu ile ilgili olarak
"Nisan Balığı" kavramı var. Fransa'da da yılın bu döneminde
balıkların üreme mevsimi olduğu için balık avı yasakmış. Bazı şakacılar da bunu
fırsat bilerek, balık avcılarını kandırmak için ırmaklara "Nisan
balığı" diye bağırarak balıklar atmışlar ve bu şaka kavramı da buradan
türemiş...
Günümüzde artık ırmaklara balık atılmasa
da balık şeklinde çikolatalar yenerek, insanların sırtına kağıttan balıklar
iliştirilerek, dostlar işletilerek bu özel şaka geleneği de bir şekilde devam
ettirilmekte.
Aslında bu günle ilgili başka rivayetler
de var ama en çok kabul göreni bu.
İlhan İLMENÖZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder