Wikipedia

Arama sonuçları

23 Şubat 2017 Perşembe

Elitizm, Demokrasi ve Yöneticiler


Elitizm ya da "seçkincilik" toplumların, çeşitli alanlarda önde gelen seçkinler tarafından yönetileceğini savunan teorilerin ortak görüşü.

Bu düşüncede olanlara göre; cahillik ile boğuşan, düşünsel anlamda fazla gelişmemiş toplumlarda, demokrasi çok tehlikeli bir yönetim biçimidir.

Çünkü cahil insanlar kendilerine daha yakın gördükleri siyasetçileri seçerler ki, bunların genel olarak hayata bakış açıları oldukça dar olabilir. Tamamen içinde yetiştikleri kültürden şekillenmiş, evrensel hukuku önemsemeyen, bilimsel gerçeklerden uzak ve temel insani değerleri göz ardı edebilirler.

Hatta bu yüzden elitistlere göre "eşit oy" ilkesi bile toplum belirli bir düzeye gelinceye kadar gözden geçirilmelidir. Eğer bu yapılmaz ise yöneticiler halkın bu cehaletini, kendi kişisel hırs, iktidar ve çıkarları için yıllarca kullanabilirler. Buna dayanak olarak da sık sık milletin oyu ile iktidara geldiklerini ve demokrasinin en erdemli rejim olduğunu vurgularlar.

Bu anlamda cahil kitleler demokrasinin en iyi rejim olduğuna inandırılır. Başka bir deyişle toplumda ''iktidarın meşruiyeti demokrasiden geçer'' algısı oluşturulur. Bu tür insanlar, yani iktidarı her türlü emelleri için kullananlar açısından baktığımızda, demokrasi sadece bir araçtır.

Yine bir başka tanıma göre elitizm; yönetenlerin halkoyuyla değil, işi yönetme olan kişilerin, yani uzmanlık alanı yönetim olanların, yönetimde olması gerektiğini savunan bir düşünce akımıdır. Bu akımı savunanlara göre göre “elit doğulmaz, elit olunur." Elitizm ile aristokrasi aynı şey değildir.

Bu düşünceyi savunanlar, insanların günlük yaşamlarında nasıl işin ehli kişilere başvuruyorlarsa, ülke yönetimi gibi önemli konularda görev alacak kişilerin de yönetim konusunda uzman, işin ehli kişilerden oluşması gerektiğini savunurlar. Yani iktidar, halkın oyları seçilen siyasi parti temsilcilerine değil, uzmanlığı yönetim olan kişilere teslim edilmelidir.

Aslına bakılacak olursa, bütün sınıflı toplumların özünde elitizm vardır. Bu toplumlarda geniş kitleler, küçük bir azınlığın daha iyi bir hayat yaşaması için çalışır, gerekirse savaşır ve ölürler.

Kimisi elitizmin, toplumu iyileştirmek için gerekli olduğunu savunurken, kimisi de basit bir züppelik davranışı olduğu düşüncesindedir. Ancak elitist olmakla sosyete olmak, kendini beğenmişlik karıştırılmamalıdır. Ayrıca burjuvazinin her ülkede kendine özgü bir elitizm anlayışı yarattığı gerçeği de unutulmasın.

Bu açıdan bazı ülkelerde bir gelenek olarak değerlendirilirken, bizim gibi ülkelerde, kendini toplumun üzerinde gören, kendini beğenmişlik ve snopluk olarak algılanır. Ayrıca elit kesim, dinci de olabilir, ırkçı da, ya da sosyalist veya faşist... Yani siyasal anlamda ortak bir tabanda buluşmayabilir.

Ülkemizde zaman zaman bazı çevreler tarafından bir suçlama ve aşağılama  biçimi olarak da kullanılır elitizm ve elitlik.Tıpkı entelektüelizm ve entelektüel suçlamaları ve aşağılamaları gibi...

Acaba "kitle zekası" ortalama "birey zekasının" altında mı? Yoksa popülizmin bir intikamı mı?

Son söz; elitizm acaba insanlığın köprüden önce son çıkışı mı, yoksa kitleleri küçük gören bir kibirlilik mi?

İlhan İLMENÖZ

Hiç yorum yok: