Bugün 2 Şubat...Tüm Türkiye"nin
"Taçsız Kral" diye bildiği, tanıdığı, benim çocukluk kahramanım Metin
Oktay"ın doğum günü...Böyle bir günde Metin ile ilgili bir şey yazmamak
elbette olmaz.
Evet 2 Şubat 1936”da İzmir Karşıyaka”da
dünyaya gelip bu kentte Damlacık ve İzmirspor formaları sonrası giydiği
Galatasaray forması ile özdeşleşen benim çocukluk kahramanım Metin Oktay…
Herkesin çocukluğunda bir kahramanı, bir idolü
mutlaka olmuştur. Kimileri hayali bir kimliği kahramanı yaparken, kimi de
gerçek hayattan birilerini kahraman olarak seçer. Bu bazen bir film ya da çizgi
roman karakteri olurken, bazen de bir sporcu/sanatçı/ ya da yakın çevreden
birileri de olabilir.
Benim çocukluk kahramanım ise dediğim
gibi bir futbol yıldızı olan Metin Oktay"dı. Yanılmıyorsam ilkokul son
sınıftaydım. Mayıs ayının son günleriydi, okulların kapanmasına çok az bir
zaman vardı. O Pazar çok heyecanlıydım. Rahmetli babam bana “Bugün bugün seni Altay”ın
maçına götüreceğim” dediği zaman dünyalar benim olmuştu.
Koyu bir Altay taraftarı olan babam büyük
bir olasılıkla beni de Altay”lı yapabilmek, kendi tuttuğu takıma bir taraftar
kazandırabilmek için maça götürüyordu. Ama yanlış maç seçmişti. Gittiğimiz maç
Altay- Galatasaray maçı idi. Hem de Metin Oktay”ın kaptan olarak sahaya çıktığı
Galatasaray maçı...
Düşünsenize, fırsatını bulunca bütün gün sabahtan
akşama kadar mahallede top peşinde koşan ben, ilk defa gerçek bir maça gidecek,
ilk defa bir stadyumda, bir futbol maçı izleyecektim. Hem de hayranı olduğum
Metin Oktay"ın maçını...
O gün yaşadığım heyecanı ve duygularımı
asla unutamam. Bunun nedeni Galatasaray”ın maçı kazanmış olması mı, yoksa Metin
Oktay”ın hala gözlerimin önünden gitmeyen harika golü mü bilmiyorum? Belki de
ikisi de değil. Artık son sezonunu geçiren büyük futbol efsanesi ve kahramanım
Metin Oktay”ı canlı olarak bir maçta seyretmiş olmak... İşte hepsinden daha
önemlisi buydu belki..
O yıllarda maçları sadece radyodan dinleyebiliyorduk.
Ertesi gün de gazetelerde ancak bir kaç fotoğraf görebiliyorduk. O yüzden bunun
ne kadar önemli olduğunu anlarsınız. Metin Oktay gibi bir efsane futbolcuyu
seyretmiş olmak gerçekten inanılmaz bir anı...
Futbolu güzelleştiren ve cazip
hale getiren en önemli unsurlardan biri de unutulmaz efsane futbolcuların
izleyenlerde bıraktığı o anlatılamaz duygulardır. Metin Oktay"ın adının geçtiği
her yerde ve her zaman aklıma hep şu sözler gelir;
Çocukluk aşkımsın sen ilk göz ağrımsın
Kimseyi, kimseyi sevmedim senin gibi
Sevdanın uğruna terk ettim her şeyi
Hayatın anlamı Galatasaray
Türk futbolunun gelmiş geçmiş en
büyük isimlerinden olan Galatasaray’ın büyük
oyuncusu Metin Oktay için çok şey yazıldı, hakkında belgeseller yapıldı. Ancak
Metin Oktay’ın siyasal kimliği hep gizlendi, unutturulmaya çalışıldı.
Metin Oktay sosyalistti. Oyunu Türkiye İşçi Partisi’ne verdiğini açıklayan
ilk futbolcuydu. Bir tren seyahatinde, Çetin Altan’a “Bizi sosyalist yaptın,
ama sen aramızdan çektin gittin” diyen de oydu.
Metin Oktay gibi yine Galatasaray’ın unutulmaz
futbolcularından Metin Kurt, Taçsız Kral'ın bilinmeyen bir yönünü şöyle anlatıyor:
'Türk futbol tarihinde, taraflı tarafsız tüm sporseverler için Metin ağabey
efsane bir isimdir… Özel yaşamında tüm insanlara karşı derin bir sevgi
beslemiş, her zaman dara düşen sporcuların ve dostlarının hızır gibi imdadına –maddi ya da manevi- yetişmiştir. Deniz Gezmiş,
Hüseyin İnan, Yusuf Aslan’ın idamına karşı yürütülen imza kampanyasına katılarak
onların verdiği mücadeleye karşı ne kadar duyarlı olduğunu göstermişti. Onun bu
yanını insanlarımızın çok azı bilir.'
İşte aynı Metin Kurt, futbolu bıraktıktan
sonra maddi anlamda sıkıntılı günler yaşamaktadır. Bunu çok iyi bilen Metin
Oktay, Kurt'a kendisini görmesi için haber gönderir. Metin Kurt ise, kendisine
jübile teklif edileceğini bildiği için bu ziyareti sürekli erteler. Jübileyi
"modern dilencilik" olarak tanımladığı için böyle bir teklifi kabul
etmek istemeyen ama bir yandan da Metin Oktay'ı kıramayacağını bilen Kurt'u sonunda
Metin Oktay arayıp bulur.
'Ben senin hem ağabeyinim, hem de solcuyum. Solculuk sadece sana mı kaldı?
Buraya gelmem, seni aramam futbolun dışında, senin solculuğundan, benim solculuğumdan.'
Ahmet Çakır da Metin Oktay için
yazdığı kitabı "Taçlı Kral: Metin
Oktay "ın bir bölümünde O"nu
şöyle anlatıyor; Metin Ağabeyin üvey oğlu Rıfat Pala ile konuştuk. Karşılıklı anlarımızı
anlatırken, "Şimdi sana hiç kimsenin bilmediği bir anıyı anlatacağım"
dedi.
"7 Şubat 1966'da annem rahmetli Servet Hanım ile Metin Ağabeyin bir
kızları oldu. Ancak akciğerleri çalışmadığı için, 2 günlük iken, 9 Şubat günü
vefat etti. O gün de Galatasaray'ın Feriköy'de maçı vardı. Metin Ağabeyin
birkaç yakın arkadaşı ile birlikte Zeynep adlı bebeği öğle namazından sonra
toprağa verdik ve oradan Ali Sami Yen Stadı'na geldik. Metin Ağabey hiçbir şey
olmamış gibi, acısını içine gömerek sahaya çıktı ve o gün Galatasaray,
Feriköy'ü onun attığı golle 1-0 yendi."
İşte sözün bittiği yerlerden bir tanesi daha. O"nun Galatasaray sevgisi, oynadığı o muhteşem futbolun yanında insanlığının,
alçak gönüllülüğünün bir başka örneği...
O"un anıları anlatmakla
bitmez...İşte en bilinenlerinden biri daha...1957 yılında Fenerbahçe"li bir yönetici Metin"le bir gazinoda buluşur. Bir çek uzatarak "rakamı sen yaz Metin" der
"yeter ki Fenerbahçe forması giy"...Metin Oktay ise her zaman paraya karşı tok olmuştur. Anında verir cevabı "bizi sevenleri
üzmeyelim baba, bizi sevenlere ihanet etmeyelim"
Seni sevenleri bir kez hariç hiç üzmedin
Büyük Kaptan, rahat uyu...
Sadece doğum günün ve ölüm
yıl dönümlerinde değil seni her zaman seviyor, her geçen gün daha çok özlüyoruz...
İlhan İLMENÖZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder