Wikipedia

Arama sonuçları

2 Şubat 2017 Perşembe

Çocukluk kahramanım Metin Oktay


Bugün 2 Şubat...Tüm Türkiye"nin "Taçsız Kral" diye bildiği, tanıdığı, benim çocukluk kahramanım Metin Oktay"ın doğum günü...Böyle bir günde Metin ile ilgili bir şey yazmamak elbette olmaz.

Evet 2 Şubat 1936”da İzmir Karşıyaka”da dünyaya gelip bu kentte Damlacık ve İzmirspor formaları sonrası giydiği Galatasaray forması ile özdeşleşen benim çocukluk kahramanım Metin Oktay…

Herkesin çocukluğunda bir kahramanı, bir idolü mutlaka olmuştur. Kimileri hayali bir kimliği kahramanı yaparken, kimi de gerçek hayattan birilerini kahraman olarak seçer. Bu bazen bir film ya da çizgi roman karakteri olurken, bazen de bir sporcu/sanatçı/ ya da yakın çevreden birileri de olabilir.

Benim çocukluk kahramanım ise dediğim gibi bir futbol yıldızı olan Metin Oktay"dı. Yanılmıyorsam ilkokul son sınıftaydım. Mayıs ayının son günleriydi, okulların kapanmasına çok az bir zaman vardı. O Pazar çok heyecanlıydım. Rahmetli babam bana “Bugün bugün seni Altay”ın maçına götüreceğim” dediği zaman dünyalar benim olmuştu.

Koyu bir Altay taraftarı olan babam büyük bir olasılıkla beni de Altay”lı yapabilmek, kendi tuttuğu takıma bir taraftar kazandırabilmek için maça götürüyordu. Ama yanlış maç seçmişti. Gittiğimiz maç Altay- Galatasaray maçı idi. Hem de Metin Oktay”ın kaptan olarak sahaya çıktığı Galatasaray maçı...

Düşünsenize, fırsatını bulunca bütün gün sabahtan akşama kadar mahallede top peşinde koşan ben, ilk defa gerçek bir maça gidecek, ilk defa bir stadyumda, bir futbol maçı izleyecektim. Hem de hayranı olduğum Metin Oktay"ın maçını...

O gün yaşadığım heyecanı ve duygularımı asla unutamam. Bunun nedeni Galatasaray”ın maçı kazanmış olması mı, yoksa Metin Oktay”ın hala gözlerimin önünden gitmeyen harika golü mü bilmiyorum? Belki de ikisi de değil. Artık son sezonunu geçiren büyük futbol efsanesi ve kahramanım Metin Oktay”ı canlı olarak bir maçta seyretmiş olmak... İşte hepsinden daha önemlisi buydu belki..

O yıllarda maçları sadece radyodan dinleyebiliyorduk. Ertesi gün de gazetelerde ancak bir kaç fotoğraf görebiliyorduk. O yüzden bunun ne kadar önemli olduğunu anlarsınız. Metin Oktay gibi bir efsane futbolcuyu seyretmiş olmak gerçekten inanılmaz bir anı... 

Futbolu güzelleştiren ve cazip hale getiren en önemli unsurlardan biri de unutulmaz efsane futbolcuların izleyenlerde bıraktığı o anlatılamaz duygulardır. Metin Oktay"ın adının geçtiği her yerde ve her zaman aklıma hep şu sözler gelir;

Çocukluk aşkımsın sen ilk göz ağrımsın
Kimseyi, kimseyi sevmedim senin gibi
Sevdanın uğruna terk ettim her şeyi
Hayatın anlamı Galatasaray

Türk futbolunun gelmiş geçmiş en büyük  isimlerinden olan Galatasaray’ın büyük oyuncusu Metin Oktay için çok şey yazıldı, hakkında belgeseller yapıldı. Ancak Metin Oktay’ın siyasal kimliği hep gizlendi, unutturulmaya çalışıldı.

Metin Oktay sosyalistti. Oyunu Türkiye İşçi Partisi’ne verdiğini açıklayan ilk futbolcuydu. Bir tren seyahatinde, Çetin Altan’a “Bizi sosyalist yaptın, ama sen aramızdan çektin gittin” diyen de oydu.

Metin Oktay gibi yine Galatasaray’ın unutulmaz futbolcularından Metin Kurt, Taçsız Kral'ın bilinmeyen bir yönünü şöyle anlatıyor:

'Türk futbol tarihinde, taraflı tarafsız tüm sporseverler için Metin ağabey efsane bir isimdir… Özel yaşamında tüm insanlara karşı derin bir sevgi beslemiş, her zaman dara düşen sporcuların ve dostlarının hızır gibi imdadına –maddi ya da manevi- yetişmiştir. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan’ın idamına karşı yürütülen imza kampanyasına katılarak onların verdiği mücadeleye karşı ne kadar duyarlı olduğunu göstermişti. Onun bu yanını insanlarımızın çok azı bilir.'

İşte aynı Metin Kurt, futbolu bıraktıktan sonra maddi anlamda sıkıntılı günler yaşamaktadır. Bunu çok iyi bilen Metin Oktay, Kurt'a kendisini görmesi için haber gönderir. Metin Kurt ise, kendisine jübile teklif edileceğini bildiği için bu ziyareti sürekli erteler. Jübileyi "modern dilencilik" olarak tanımladığı için böyle bir teklifi kabul etmek istemeyen ama bir yandan da Metin Oktay'ı kıramayacağını bilen Kurt'u sonunda Metin Oktay arayıp bulur.

'Ben senin hem ağabeyinim, hem de solcuyum. Solculuk sadece sana mı kaldı? Buraya gelmem, seni aramam futbolun dışında, senin solculuğundan, benim solculuğumdan.'

Ahmet Çakır da Metin Oktay için yazdığı  kitabı "Taçlı Kral: Metin Oktay "ın bir bölümünde O"nu  şöyle anlatıyor; Metin Ağabeyin üvey oğlu Rıfat Pala ile konuştuk. Karşılıklı anlarımızı anlatırken, "Şimdi sana hiç kimsenin bilmediği bir anıyı anlatacağım" dedi.

"7 Şubat 1966'da annem rahmetli Servet Hanım ile Metin Ağabeyin bir kızları oldu. Ancak akciğerleri çalışmadığı için, 2 günlük iken, 9 Şubat günü vefat etti. O gün de Galatasaray'ın Feriköy'de maçı vardı. Metin Ağabeyin birkaç yakın arkadaşı ile birlikte Zeynep adlı bebeği öğle namazından sonra toprağa verdik ve oradan Ali Sami Yen Stadı'na geldik. Metin Ağabey hiçbir şey olmamış gibi, acısını içine gömerek sahaya çıktı ve o gün Galatasaray, Feriköy'ü onun attığı golle 1-0 yendi."

İşte sözün bittiği yerlerden bir tanesi daha. O"nun Galatasaray sevgisi, oynadığı o muhteşem futbolun yanında insanlığının, alçak gönüllülüğünün bir başka örneği...

O"un anıları anlatmakla bitmez...İşte en bilinenlerinden biri daha...1957 yılında Fenerbahçe"li bir yönetici Metin"le bir gazinoda buluşur. Bir çek uzatarak "rakamı sen yaz Metin" der "yeter ki Fenerbahçe forması giy"...Metin Oktay ise her zaman paraya karşı tok olmuştur.  Anında verir cevabı "bizi sevenleri üzmeyelim baba, bizi sevenlere ihanet etmeyelim"

Seni sevenleri bir kez hariç hiç üzmedin Büyük Kaptan, rahat uyu...

Sadece doğum günün ve ölüm yıl dönümlerinde değil seni her zaman seviyor, her geçen gün daha çok özlüyoruz...


İlhan İLMENÖZ

Hiç yorum yok: