Wikipedia

Arama sonuçları

23 Ocak 2017 Pazartesi

Farklı olanı hoşgörebilme


Muhalefet etmeyi , akıl vermeyi ve kötülemeyi çok sevdiğimiz ve bu işleri iyi yaptığımız kesin. Hani klasik sözdür, "çözümün bir parçası değilsen, sorunun bir parçası olursun"...

Bizim gibi düşünmeyenleri/yazmayanları eleştirmek ve onlara karşı çıkmak çok kolaydır. Ama iş "farklı fikir üret, bir şeyler yap, sen de düşüncelerini yaz" denildiği zaman bir çoğumuz yan çizeriz. Çünkü emek verip üretmek yerine ortaya konmuş tezlere, düşüncelere saldırmak çok daha fazla prim yapar.

Eğer bir kişi sözlerine/yazdıklarına "bence", "bana göre" vb. klişelerle başlıyorsa zaten olay baştan bitmiştir. Adam açık açık "bunlar bana göre doğru fikirler, benim inandığım değerler" diyor. Artık o kişiyi ikna etmek için, ya da düşüncelerinin yanlışlığını kanıtlamak için çaba sarf etmek çok gereksiz bir eylem biçimidir. Eğer bu kişinin düşünceleri/yazdıkları sana ters geliyorsa oturur, sen de kendi düşüncelerini yazar, inandıklarını savunursun. Ya da o kişinin yazdıklarını hiç okumazsın olur biter. İşte bu kadar basit...

Bizim toplumda din-siyaset-futbol gibi konular başta olmak üzere herkesin kendine göre doğruları vardır. Özellikle bu konularda yazı yazanlar kendilerine göre doğru olan şeyleri savunup, bunları yazıya dökerler. Bizden farklı düşünüyor, farklı yazıyor diye, dünyaya bizim gibi bakmıyor diye karşımızdakini linç etmeye çalışmak bana çok ters geliyor. Benden size tavsiye; bu üç konuda özellikle tanımadığınız kişilerle gereksiz tartışmalara girmeyin.

Bırakalım isteyen istediğini savunsun, istediğini yazsın. Farklı düşüncelerden, yaşama farklı bakışlardan korkmayalım. Azınlıkta bile olsa onları ezmek yok etmek yerine kendilerini savunmalarına olanak verelim. Bırakalım nefes alsınlar, yaşasınlar. Farklılık zenginliktir.

"Senin fikirlerine katılmıyorum, ama o fikirleri özgürce ifade etmen için gerekirse canımı bile veririm" diyen Voltaire kadar olmasa bile farklı olanlara/yazanlara birazcık saygı duymak çok mu zor?

Biraz daha açık konuşmak gerekirse sizden farklı olan, farklı düşünen, sosyaliste/komüniste, solcuya, ateiste, LGBT"liye, dindara, muhafazakara, aşırı sağcıya, Ermeni"ye, Kürt"e, Türk"e, Arap"a, örtünene, örtünmeyene, namaz kılana, kılmayana, oruç tutana, tutmayana ne kadar hoşgörü ile bakabiliyoruz? Onların kendilerini ifade etmelerine ne kadar tahammül edebiliyoruz?

Ülke geneline bakacak olursak, kim kimi tahakkümü altına almaya çalışıyor, kim diğerinin yaşam alanlarını daraltıyor, sanırım bu çok net ve açık...

İş konuşmaya geldi mi herkes hoşgörülü, herkes diğerine saygılı. Ancak iş eyleme geldi mi bir çoğu sınıfta kalıyor.

İlhan İLMENÖZ

Hiç yorum yok: