Anayasa değişiklik paketi için çok büyük
bir değişiklik filan olmazsa Nisan”da referandum olacak gibi. O zamana kadar
her yerde, her ortamda evetçilerle hayırcılar kapışacak görünüyor.
En ünlüsünden sokaktaki sıradan vatandaşa
kadar herkes bir şekilde rengini belli ediyor. Rıdvan ve Arda gibi bir grup
ünlü çektikleri videolarla neden evet diyeceğini açıklayıp kampanyalar
düzenlerken, kimileri de sosyal medyadaki profil hesaplarını hayır sloganları
ile donatıyor.
Bence buraya kadar sorun yok, isteyen
istediği şekilde rengini belli edebilir. Ancak burada iki nokta önemli.
Birincisi gerçekten her iki taraf da eşit olmalı. Yani evet diyen ne kadar
rahatsa ve arkasında iktidar desteğinin olacağını hissediyorsa, hayır diyenler
de iktidara rağmen kendilerini o kadar rahat ve özgür hissedebilmeli. İşin insan
hakları, demokrasi ve hukuk açısından kuralı budur.
Diğer bir konu ise, topluma mal olmuş
ünlülerin oylarının rengini belli ettikten sonra gelen tepkiler üzerine duydukları
rahatsızlık ve yaptıkları açıklamalar. Örnek son olarak Rıdvan ve Arda gelen
yoğun tepkiler üzerine sosyal medya hesaplarından uzun uzun “demokrasi-
hak-hukuk-vatan millet Sakarya” edebiyatları yapmaya başladılar.
İyi de kardeşim sizlerin her kesimden
sevenleriniz var. Neden sadece bir kesimi mutlu etmek adına diğerlerini
karşınıza alırsınız? Tepki alacağınız belli değil mi? Bunlara hazırlıklı
olmanız lazım, ya da hiç ağzınızı açmadan oturacaksınız.
Hadi ünlüleri geçtim, onlar bir şekilde
kendini kurtarır. Zaten yedi sülalelerine yetecek kadar paraları var. Bakmayın
siz “biz Bayrampaşa çocuğuyuz“ ağızlarına…En kötü atarlar kendilerine yurt dışına,
olan buradaki garibanlara olur.
Zaten asıl tehlike de sıradan
vatandaşların aralarında olan kutuplaşma ve atışmalar. Özellikle kırsal kesimde
ve herkesin birbirini tanıdığı küçük yerleşim birimlerinde tehlikenin boyutu
inanılmayacak kadar büyük.
Yakında hep birlikte duyar, okuruz, kim
kime saldırmış, evet hayır yüzünden kardeş kardeşiyle, komşu komşusuyla küsmüş
konuşmamış. Vallahi bu evet hayır işi ortakları birbirine düşman eder.
Ya sosyal medya ortamlarına ne demeli?
Orası ayrı bir cadı kazanı. Orası sokaklardan beter. Birbirine inat yapılan
profil değiştirmeler, özlü söz paylaşma savaşları, suçlamalar, saldırılar, alay
etmeler, hakaretler, tacizler…
Herkes klavye kahramanı. Hele bir de
kraldan çok kralcılar var ki sanırsın cumhurbaşkanı kendi olacak.
Zaten her geçen gün toplumda kutuplaşma hızla
artarken bu referandum da işin tuzu biberi olacak.
Daha yolun başındayız, Mart”tan sonra
ortalık iyice kızışacak gibi.
İlhan İLMENÖZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder