Pazar yazıları deyince, benim aklıma
siyasetten ekonomiden, daha doğrusu ciddiyetten uzak, hoşça vakit
geçirtebilecek sabun köpüğü tarzı dediğimiz yazılar gelir. O yüzden pazarları
ya hiç yazmam ya da saçma sapan konularda yazmayı severim.
Gelin bugün size Namık Kemal fıkralarının
nasıl ortaya çıktığını anlatayım. Belki birçoğunuz "Vatan Şairi"
olarak bilinen Namık Kemal adının geçtiği belden aşağı +18 fıkralara anlam
veremez. Bu fıkralara neden Namık Kemal adının bulaştığını bilenler mutlaka
vardır da bilmeyenler için bir kez daha anlatalım.
Öyle ya hayatı sürgünlerde geçmiş, vatan
ve hürriyet uğruna verdiği mücadeleler sonucu zindanlarda yatmış ve genç yaşta
hayatını kaybetmiş bu değerli yazarın adı nasıl oluyor da kırmızı noktalı
fıkralarda geçiyor.
Şimdi bazıları "ateş olmayan yerden
duman çıkmaz, yapmıştır mutlaka bir şeyler , o yüzden anlatılmıştır onca
fıkra" diye düşünebilir. Ama öyle değil.
Osmanlılar zamanında da elbet komik +18
fıkralar anlatılırmış. Bu fıkralar anlatılırken bir isim kullanmak yerine
fıkralar "adamın biri" diye başlar, öyle anlatılırmış. O yıllarda
günümüz Türkçesinden farklı olarak Osmanlıca"da aynı anlama gelen
"nam-ı kemal" tamlaması kullanılırmış. Gel zaman git zaman bu tamlama
gerçek anlamından uzaklaşarak, anlatanların ve dinleyenlerin belleğine Namık
Kemal olarak yerleşmiş.
Anlayacağınız, bizim yıllarca Namık Kemal
adlı ünlü yazarımıza ait olarak bildiğimiz ya da bir şekilde adının
kullanıldığını sandığımız fıkralar, aslında "adamın biri"
fıkralarından başka bir şey değildir.
Olur da bundan sonra biri size bir Namık
Kemal fıkrası anlatır ya da bir yerlerde okursanız bunları aklınızdan
çıkarmayın.
İyi pazarlar...
İlhan İLMENÖZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder